Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Post/Page

14

Read More

Months

Related Posts

View All

Next

Previous

Edit this post

Search...

Classic Header

{fbt_classic_header}

Header Ads

//

Breaking News

latest

13 Aralık 2016 Salı

15-19. YÜZYIL DİVAN ŞAİRLERİ

15-19. YÜZYIL DİVAN ŞAİRLERİ

Ali Şir Nevai (15. yy.)
Çağatay şairidir. Horasan hükümdarı Sultan Hüseyin Baykara’nın vezirliğini yapmıştır. Türkçeyi Farsçayla kıyaslayan ve üstün bulan Muhakemetü’l Lügateyn ve ilk şairler tezkiresi olan Mecalisü’n Nefais en önemli eserleridir. Ayrıca biri Farsça beş Divarf ı, Mizanü’l Evzan adlı ölçü ve musiki eseri vardır. Sanatçı, ilk “hamse” sahibi şairimizdir: Hayretü’l Ebrar, Ferhat ü Şirin, Leyla ve Mecnun, Seb’a-i Seyyare, Sedd-i İskender, Lisanü’t Tayradlı altı mesnevisi vardır.

Şeyhi (15. yy.)
Tıp ve tasavvuf eğitimi görmüş, Padişah Sultan Çelebi Mehmet’in gözlerini tedavi etmiştir. Bunun karşılığında kendisine Tokuzlu köyü hediye edilmiş ama tımarın eski sahiplerince feci şekilde dövülmüştür. Bu olayın üzerine, aç gözlülüğü yeren, kahramanı bir eşek olan alegorik hiciv eseri Harnamdyi yazmıştır. Ayrıca Divan’ı ve Hüsrevü Şirin adlı mesnevisi vardır.

Necati (15. yy.)
İstanbul’da yaşayan ilk divan şairlerindendir. Divan şiirine atasözü ve deyim kullanarak yerli bir renk getirmiş bir gazel ustasıdır. Böylelikle şiirimiz İran etkisinden onunla kurtulmaya başlamıştır. Bir Divanı  vardır.
Ahmet Paşa (15. yy.)

Devrinde “Sultanu’ş Şuara” (Şairler Sultanı) denilen büyük bir şairdir. Fatih Sultan Mehmet’in vezirliğini yapmış, İstanbul’un fethinde bulunmuştur. Bir nedenle padişahın hışmını çekmiş ama ona yazdığı Kerem Kasidesiyle canını kurtarmıştır. Divan şiirini söyleyiş ve sanatlı dil açılarından geliştirmiştir. Nazire yazmayı bir gelenek yapan odur. Bir Divarf ı vardır.

Süleyman Çelebi (15. yy.)
Dini şiirlerin en ünlülerinden olan Mevlit i (Vesiletü’n Necat) yazmıştır. Eser mesnevi biçiminde olup 732 beyittir ve Peygamber'imizin doğumu ve yaşamını anlatır.

Fuzuli (16. yy.)
Aşkın verdiği mutluluğu, sıkıntıyı, sevgiliden yakınmayı, sevgiliye karşı yakarışları içli ve duygulu olarak anlatan gazellere âşıkane (garami, lirik) gaze denir. Divan edebiyatında bu alanın temsilcisidir. Asıl adı Mehmet’tir. En büyük divan şairlerindendir. Kendisinden sonra gelen divan ve hatta halk şairlerini derinden etkilemiştir. Bağdat yakınlarında Kerbela veya Hille’de doğmuş, çocukluğundan itibaren “Kerbela” faciasını teneffüs ederek büyümüş ve bu durum onun şiirlerine acı, keder ve hüzün olarak yansımıştır. Aşk ve ızdırap içeren konuları tasavvuftan yararlanarak son derece lirik bir tarzda işlemiştir. Aşk ve ızdırabın ruhu olgunlaştıracağına inanır, o nedenle acı çekmekten hoşnuttur. Çok iyi bir eğitim gördüğü, derin bir bilgi birikimine sahip olduğu, eserlerinden anlaşılmaktadır. Azeri lehçesiyle yazmıştır. Eserleri:
Türkçe, Arapça, Farsça Divan, Leyla vü Mecnun (mesnevi), Su Kasidesi (naat), Şikâyetname (hiciv mektubu), Hadikatü’s Süeda (nazım-nesir), Beng ü Bade (mesnevi), Hadis-i Erbain (çeviri), Rind ü Zahid (Farsça nesir), Sıhhat u Maraz (Farsça tıp eseri), Heft Cam (mesnevi), Enisü’i Kalb (kaside)

Baki (16. yy.)
Genellikle içkiyi, içki zevkini, hayata karşı kayıtsızlığı, yaşamaktan zevk almayı konu olarak işleyen gazellere indâne gazel denir. Divan edebiyatında bu yolda en başarılı olan sanatçıdır. “Şairler Sultanı” adıyla anılan büyük bir şairdir. Asıl adı Mahmut Abdülbaki’dir. İyi bir eğitim görmüş; müderrislik, kadılık, kazaskerlik yapmıştır. Kanuni’nin gözdesi olan şair; az ama öz olan şiirlerinde aşk, içki ve eğlence, tabiat ve devrinin ihtişamını yansıtmıştır. Tasavvufa yer vermemiştir. Gazellerinde renkli ve gösterişli hayallerini son derece sanatlı ve ahenkli bir dil ve gösterişli bir üslupla işlemiştir. Kimilerince gazel tarzının en büyük üstadıdır. En önemli şiiri, Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü üzerine yazdığı Kanuni Mersiyesidir. Bir Divarf \ ve Fezail-i Cihad, Fezail-i Mekke, Hadis-i Erbain adlı nesir tercümeleri vardır.

Bağdatlı Ruhi (16. yy.)
Divan şiirinde sosyal eleştiri alanında ilk temsilcidir. Orduda sipahi askeri olan şairin, kalender ve serseri mizacının yanında tasavvuftan da etkilendiği görülür. Devrindeki toplumsal aksaklıkları, din ve ahlak alanlarındaki bozuklukları 17 bentlik Terkib-i Bendinde eleştirerek büyük bir şöhret edinmiştir. Bu esere yüzlerce nazire yazılmış olup bunlardan en ünlüsü Ziya Paşa’nın yazdığı Terkib-i Benddir. Bir Divan’ı vardır.

Taşlıcalı Yahya (16. yy.)
Yeniçerilik yapmış olan sanatçı, çağının en büyük mesnevi şairidir, hamsesi vardır. Kanuni’nin boğdurulan oğlu Şehzade Mustafa için yazdığı mersiye de ünlüdür. Mesnevileri içinde en güzeli Yusuf ü Zeliha’dır. Diğer mesnevilerinin adları Şah u Geda, Gencine-i Raz, Gülşen-i Envar, Usulname’dir. Bir de Divan’ı vardır.


Zati
(16. yy.)
İyi bir eğitim görmemesine rağmen Baki ve Taşlıcalı Yahya’ya üstatlık yapacak kadar iyi bir şair olmuştur. Ele geçen şiirleri arasında çok değerli gazel ve kasideleri vardır. Çok fazla şiir yazmıştır. Öyle ki üç bin civarında gazeli, yüzlerce kasidesi ve rubaisi olduğu söylenmektedir. Yoksulluğuna ve eğitimsizliğine rağmen kendini çok iyi yetiştirmiş, Ziya Paşa tarafından “Türk şiirine temel koyan üç şairden biri” olarak nitelendirilmiştir. Şem ü Pervane adlı 3937 beyitlik mesnevisi meşhurdur.


Hayali (16. yy.)
Baki’den evvel, devrinde en büyük şair olarak bilinmekteydi. Asıl adı Mehmet’tir. Eserleri zengin bir hayal gücüyle ama sade bir dille yazılmıştır. İnce ve duyarlı bir üsluba sahiptir. Bir Divariı vardır.


Nef’i (17. yy.)
Asıl adı Ömer’dir. Kaside ustasıdır ama övgüde olduğu kadar hicivde de (yergi) çok ünlüdür. Üslubu gösterişli, söyleyişi süslü ve ahenkli, anlatımı abartılı ve dili ağırdır. Padişah IV. Murat’a söz vermesine rağmen Vezir Bayram Paşa’yı hicvedince boğdu- rulmuştur. Türkçe ve Farsça Divariları ve Siham-ı Kaza adlı hiciv eseri vardır.


Nabi (17. yy.)
Asıl adı Yusuf’tur. Ahlakla ilgili öğütler veren, türlü hayat görüşlerini yansıtan, özdeyiş niteliğindeki sözlerin ağır bastığı ıikemi gazel tarzının ustasıdır. Didaktik şiirleri hayat ile alakalı, çözümler üretmeye çalışan, yer yer nasihatte bulunan bir yapıdadır. Kullandığı dil yalın ve süssüzdür. Türkçe ve Farsça Divari ları vardır. Hayriye, 7 yaşındaki oğluna hitap eder tarzda bir mesnevidir ve edebiyatımızda çocuğa seslenen ilk eser olma unvanını taşır. Diğer mesnevileri Hayrabadve Surnamddir. Tuhfetü’l Haremeyn adlı bir gezi eseri, Hadis-i Erbain adlı tercümesi, Veysi’nin Siyeiine ek olarak yazdığı Zeyi-i Siyer-i Veysi vardır. Mektuplarını Münşeat adlı eserinde toplamıştır.


Şeyhülislam Yahya (17. yy.)
17. yy.ın gerçek gazel ustalarından biri olarak değerlendirilir. Dili zarif ve temiz, hayali zengin, ifadesi ince ve nükteli bir şairdir. Günlük zevkleri, duyguları, aşkları, samimi bir eda ile işlemiştir. Sanatlara düşkün değildir. Âşıkane, rindane ve bazen şuh bir edası vardır. Gazellerinde esprili bir dille sahte dindarları eleştirmiş bir şairdir. Türkçe bir Divariı vardır.

Neşati (17. yy.)
Asıl adı Süleyman olup Mevlevi şeyhidir. “Sebk-i Hindi” akımının temsilcilerindendir. Nefi etkisindeki kasideleri de vardır ama asıl ününü gazelleriyle yapmıştır. Bir Divanı vardır.

Naili
Asıl adı Mustafa’dır. "Sebk-i Hindi” akımının temsilcilerindendir. Anlam derinliği taşıyan, karmaşık üsluplu gazelleri başarılıdır. “Şarkı” türünü ilk kez o yazmıştır.

Nedim
“Lale Devri”nin zevk ve eğlence şairidir. Kadını ve aşkın zevklerini konu alan, zarif ve (18. yy.)
çapkın bir anlatımla söylenmiş gazellere ^uhane gazel adı verilir. Bu gazel türünün temsilcisidir. Gerek kasidelerinde, gerekse tebrik ve kutlama amaçlı yazdığı şiirlerinde divan şiirlerine özgü kalıp, imge ve kelime hâzinesini tekrarlayan şair; şarkı ve gazellerinde ise hem dil, hem de içerik bakımından yenilikçi bir yola girmiştir. Divan edebiyatındaki soyut sevgili ve mekânlar, onun şiirlerinde somuta dönüşür. Canlı İstanbul betimlemeleriyle, şiirimizde “İstanbul sevgisi”ni başlatmıştır. Divan şiirinde “Mahallileşme” akımının temsilcisidir; divan şiirine Türkçe deyimleri, İstanbul ağzındaki sözleri sokmuş, hatta heceyle bir “türkü” yazacak kadar halk şiirine yaklaşmıştır. Bu söyleyiş yeniliğiyle “taze zeban” (yeni söyleyiş) lakabıyla anılmıştır. Şarkı biçiminin en önemli adıdır. Eserlerini D/Van’ında toplamıştır.

Şeyh Galip
Son büyük divan şairidir. Mevlevi şeyhi olan şair, Sebk-i Hindi akımının da en önemli (18. yy.)
temsilcisidir. Bu etkiyle divan şiirine yeni imgeler kazandırmış, sembolizme yaklaşan bir anlayışla özgün bir söyleyişe ulaşmıştır. Yeni imajlarla bu şiirin artık daralan ufkunu genişletmiş; yoğun hayal, düşünce ve tasvire önem veren bir dil kullanarak divan şiirini son çizgisine ulaştırmıştır. Tasavvufi etkileri özellikle meşhur Hüsn ü Aşk mesnevisinde alegorik bir biçimde anlatmış ve Sebk-i Hindi akımının en güzel örneğini vermiştir. Ama bu tutum, yani çoğu kez ağır, kapalı bir söyleyişe yönelmesi, bir bakıma Nedim’le günlük hayata ve İstanbul Türkçesinin akıcılığına açılan divan şiirinin tıkanmasına da yol açmıştır. Divan’ındaki gazelleri de son derece başarılıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder