XI-XII. YÜZYILLARDA İSLAMİYET VE TÜRK KÜLTÜRÜ
Orta Asya’ya yayılmak isteyen ve bu nedenle batıya doğru ilerleyen Çinlilere karşı Arap (Abbasiler) kuvvetleri ile Türkler (Karluklar) birleşerek 751 yılında (bugün Kırgızistan sınırları içinde bulunan) Talaş Irmağı kıyısında savaştılar. Çak şiddetli olarak beş gün süren bu savaşta Çinliler ağır kayıplar vererek yenildiler. Bu savaşta müttefik olan Türklerle Araplar yakınlaştılar. Bu dostluğun sonucunda, “Budizm ve Mani dini”ne inanan Uygurların ve “Şamanizm”e (Gök Tanrı inancı) inanan Türklerin büyük kısmı kitleler halinde Müslüman olmaya başladı. Maveraünnehir, Horasan, Kaşgar bölgelerinde yaşayan Türkler, 8-11. yüzyıllar arasında Müslüman oldular. Göçebe hayattan yerleşik hayata geçip İslam kültür merkezi olan şehirlerde toplanmaya başladılar.
11-12. yüzyıllara kadar süren bu dini ve sosyal değişim; toplumsal yaşamımızda, kültürümüzde, edebiyatımızda yeni bir dönemi başlattı. Hükümdar Satuk Buğra Han’ın İsla- miyeti kabul etmesiyle ilk Müslüman Türk devleti, Karahanlı Devleti oldu. Karahanlıların Batı Türkistan’a tamamen hâkim olmasıyla Türkler Buhara, Semerkant, Nişabur gibi Müslüman kültür merkezleriyle tanıştı ve İslamiyeti benimsedi.
İslamiyet öncesi Türk kültürünün bazı özellikleri, değiştirilmeden İslam’a uyarlandı. İnanç sistemi değişse de “inançlı toplum” yapısı değişmedi. Yazgıya ve Tanrısal iradeye inanç korundu. Toplumcu bakış, toplumsal dayanışma, adaletli davranma, iyiliği yüceltme gibi özellikler İslam’da da olduğundan korundu.
Böylece yeni bir toplum ve inanç sistemi kuran Türkler, bu sentezle çok büyük devletler kurdular, tarihte çok önemli değişimler yaşattılar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder